29 Ocak 2009 Perşembe

Koca Adam' a....


Ahh bee Anıl' ım, Ahh be Koca Adam...

Sen bizi bırakıp gitmeden önce, o lanet hastalığa yakalandığını öğrendikten sonra da birşey yazmıştım ve yine böyle olmuştu. Kelimeler boğazıma düğümlenmişti, her zaman klavyenin üstünde bir oraya bir buraya tıkır tıkır hareket eden parmaklarımın daha önce böyle zorlandığını ve ağırlaştığını hiç görmemiştim be Koca Adam...

Seni hep dimdik ayakta, yüzünde hep o sana çok yakışan gülümsemenle, hayatla dalga geçen halinle tanıdık ve benimsedik. İçimizdeki bitmek tükenmek bilmeyen GaLaTaSaRaY sevgisiydi bizi bir araya getiren. Yerde 30 cm. kar ve dışarıda en az -10 derece soğuk varken birlikte trenle Ankara' ya deplasmana bile gittik. Sizin eve maç izlemek için gelirken meyve suyu alıp gelmiştim, hastanede yatarken Yalın ile kulaklarımı çınlatmışsınız...

Yazılacak, anlatılacak o kadar çok şey var ki... Ama bazen birşeylerin içinde, yüreğinde kalması çok daha iyi galiba dostum. Kader bize kötü bir oyun oynadı malesef. Lösemi denen illet hastalık seni bizden alıp götürdü uzak diyarlara...

Mekanın CENNET olsun Koca Adam. Bize de yer ayır oralardan, ne de olsa hepimiz teker teker geleceğiz yanına...

SENİ ÇOK SEVİYORUM...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder